PEYGAMBER EFENDIMIZ DÖNEMINDE IHSAN VE ZÜHD
Abstract
“Zühd” arapça, ze-he-de fiilinden türemiş bir kavram olarak, rağbet etmemek, soğuk davranmak, yüz çevirmek gibi anlamlara gelir. Hz. Peygamber ve sonraki ilk iki yüzyılda da, kavram, bu aslî anlamına uygun bir şekilde, dünyaya rağbet etmemek, kalbi dünyanın doldurmaması anlamında kullanılıyordu. Bu anlamıyla zühd, İslâm dini tarafından da övülen ve methedilen bir meziyet durumundaydı. Özellikle, Ebû Zer Gıfârî, Berrâ b. Mâlik gibi sahâbîlerin de ilk zâhidler olarak kabul edildikleri göz önüne alınırsa, Hz. Peygambere yakınlık nisbetinde, benimsenen bu yolun Kur’ân ve Sünnete uygunluğu daha da iyi anlaşılacaktır.
References
L. Hausner, Wardering with Sadhus: Ascetics in the Hindu Himalayas, New York 2007, s. 35, 36, 37, 40.
R. Finn Op, Asceticism in the Graeco Roman World, New York 2009, s. 11, 12.
C. H. Knights, “The Rechabites of Jeremiah 35: Forerunners of Essenes”, Journal for the Study of the Pseudepigrapha, V/10, London 1992, s. 81, 82.
Abdurrahman Câmî, Nefehâtü’l-Üns, Lâmiî Çelebi (çev. ve şerh), Süleyman Uludağ-Mustafa Kara (haz.), Marifet Yay., İstanbul 1998, s. 153.
Кныш А. Мусульманский мистицизм. – Москва: Диля, 2004.
4. Komilov N. Tasavvuf. – Toshkent: O‘zbekiston, 2009.
5. Jo‘zjoniy A. Tasavvuf va inson. – Toshkent: Adolat, 2001.